Adaletsizlik Karşısında Yorgun Düşmek: İçsel Gücümüzü Nasıl Koruyabiliriz?
Son zamanlarda birçok insanın ortaklaştığı bir duygu var: yorgunluk.
Ama bu bildiğimiz fiziksel yorgunluk değil—daha derin, daha sessiz bir tür. Haberleri açtığımızda, sosyal medyada gezdiğimizde ya da çevremizle sohbet ettiğimizde içimizi kemiren bir his: adaletsizlik. Olan biteni izledikçe, “Bu kadarı da fazla değil mi?” dediğimiz anlar artıyor.
Ve belki de en zorlayıcı olan, bu olanlar karşısında elimizden bir şey gelmemesi…
Bu yazıda, dış dünyada kontrol edemediğimiz adaletsizlikler karşısında iç dünyamızı nasıl koruyabileceğimizi, nasıl tükenmeden var olmaya devam edebileceğimizi konuşacağız. Çünkü bazı şeyleri değiştiremeyebiliriz, ama onlarla başa çıkma biçimimizi dönüştürebiliriz.
Adaletsizlik Hissi Neden Bu Kadar Yaralayıcı?
İnsan beyni adalet duygusuna duyarlıdır. Araştırmalar, adaletsizlik algısının yalnızca ahlaki bir problem değil, aynı zamanda güçlü bir psikolojik stres kaynağı olduğunu gösteriyor (Sabbagh & Schmitt, 2016). Adil olmayan durumlarla karşılaştığımızda, beynimizin tehdit algısı artıyor; bu da kaygı, öfke ve çaresizlik duygularını tetikliyor. Özellikle bu durumlar sürekli hale geldiğinde, zihinsel tükenmişlik baş gösterebiliyor.
Journal of Social and Clinical Psychology’de yayımlanan bir çalışmada, adaletsizlik algısının insanların içsel denge ve güven duygusunu sarstığı, bunun da uzun vadeli psikolojik etkiler yarattığı ortaya konmuştur (Lucas et al., 2016).
Tükenmişlik Sadece İşte Olmaz
Toplumsal olaylar karşısında sürekli tetikte olmak, ne zaman ne olacağını bilememek ve her yeni olayda yeniden umutlanıp yeniden hayal kırıklığına uğramak, psikolojik bir yıpranma yaratır. Bu duruma literatürde “duygusal tükenmişlik” ya da “sosyal tükenmişlik” adı verilir (Maslach et al., 2001). Yani sadece çalışmaktan değil; adaletsizlikleri izlemekten, öfkelenmekten ve bir türlü çözüm görememekten de yorulabiliriz.
Bu Duygularla Nasıl Baş Edebiliriz?
Elimizden bir şey gelmiyor gibi hissetsek de, bu duygularla baş etmek için kullanabileceğimiz bazı stratejiler var. İşte araştırmalarla da desteklenen bazı yollar:
-
Hissettiğiniz Duygulara Yer Açın
Adaletsizlik karşısında öfkelenmek, üzülmek, umutsuzluğa kapılmak çok insani tepkilerdir. Bu duygularla savaşmak yerine, onları fark etmek ve adlandırmak ilk adımdır. Neff (2003)'ün çalışmalarına göre, bu tür duyguları bastırmak yerine kabul etmek, bireylerin daha dayanıklı hale gelmelerine katkı sağlar.
2. Küçük Ama Anlamlı Eylemler Seçin
Büyük sorunlar karşısında küçücük hissetmek doğaldır. Ancak anlamlı eylemler her zaman büyük olmak zorunda değildir. Bir başkasına destek olmak, bilgi paylaşmak, kendine iyi bakmak da direnişin bir parçası olabilir. Frankl (1984)’in de söylediği gibi, insan anlam bulduğu sürece dayanabilir.
3. Şimdiye Dönmek ve Bedende Kalmak
Zihin geçmişte olanlara ya da gelecekte olabilecek şeylere odaklandıkça daha çok tükenir. Kısa bir yürüyüş, nefese odaklanmak ya da bedensel farkındalık egzersizleri, anda kalmayı hatırlatır. Bu da zihinsel esnekliğimizi artırır (Kabat-Zinn, 1994).
4. Yalnız Olmadığını Hatırla
Toplumsal yorgunluklar bazen bizi içimize kapatabilir. Ancak unutmayalım ki bu duyguları hisseden tek kişi değiliz. Dayanışma ve duygusal paylaşım, yalnız olmadığımızı hatırlatarak umut duygusunu yeniden canlandırabilir (Páez et al., 2007).
İçsel Gücümüzü Bilinçli Şekilde Korumak
Her gün her şeye tepki veremeyebiliriz. Ancak bu, duyarsız olduğumuz anlamına gelmez. Aksine, bazen içsel gücümüzü koruyabilmek için bilinçli olarak yavaşlamak, nefes almak ve sonra ne yapacağımıza yeniden karar vermek gerekir.
Bizi biz yapan değerlere tutunmak; dayanışmanın, nezaketin ve hak arayışının anlamını unutmamak da bir duruş biçimidir.
Bir sonraki adımınız kocaman olmak zorunda değil. Ama içten ve bilinçli olsun. Ve size iyi gelsin.
Kaynakça
-
Frankl, V. E. (1984). Man's Search for Meaning. Beacon Press.
-
Kabat-Zinn, J. (1994). Wherever You Go, There You Are: Mindfulness Meditation in Everyday Life. Hyperion.
-
Lucas, T., Alexander, S., Firestone, I. J., & Baltes, B. B. (2016). Self and other acceptance and the perceived fairness of justice. Journal of Social and Clinical Psychology, 35(3), 236–250.
-
Maslach, C., Schaufeli, W. B., & Leiter, M. P. (2001). Job burnout. Annual Review of Psychology, 52, 397–422.
-
Neff, K. D. (2003). The development and validation of a scale to measure self-compassion. Self and Identity, 2(3), 223–250.
-
Páez, D., Basabe, N., Ubillos, S., & González-Castro, J. L. (2007). Social sharing, participation in demonstrations, emotional climate, and coping with collective violence after the March 11th Madrid bombings. Journal of Social Issues, 63(2), 323–337.
-
Sabbagh, C., & Schmitt, M. (2016). Past, present, and future of social justice theory and research. Social Justice Research, 29(4), 367–377.