Kendimizi Sürekli Başkalarıyla Kıyaslamanın Sonu Yok mu?
Hiç kendinizi Instagram'da gezerken, bir arkadaşınızın kariyer başarısını duyarken ya da bir yabancının "mükemmel" hayatına şahit olurken kıyaslama yaparken buldunuz mu?
Eğer cevabınız evetse, yalnız değilsiniz.
İnsan beyni kıyaslamaya programlıdır. Ancak sürekli olarak kendimizi başkalarıyla kıyaslamak, zamanla özgüvenimizi sarsabilir ve kendimizi yetersiz hissetmemize neden olabilir.
Peki, bu kıyaslama eğiliminden kurtulmak mümkün mü? Ya da belki daha iyi bir soru: Kendimizi kıyaslamadan yaşamamız gerçekten mümkün mü?
Bu yazıda, kıyaslamanın neden doğal olduğunu, ancak nasıl daha sağlıklı bir perspektife sahip olabileceğimizi keşfedeceğiz.
Neden Sürekli Kıyaslama Yapıyoruz?
Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak aslında evrimsel bir mekanizma. Atalarımız, hayatta kalmak için sosyal grupları içinde nasıl bir yerde durduklarını anlamak zorundaydı (Gilbert, Price & Allan, 1995). Ancak modern dünyada bu kıyaslama mekanizması, sosyal medyanın ve rekabetçi yaşam tarzının etkisiyle sağlıksız bir hal alabiliyor.
Araştırmalar, sosyal kıyaslamanın özellikle belirsizlik anlarında devreye girdiğini gösteriyor (Festinger, 1954). Yani ne kadar başarılı olduğumuzu, ne kadar sevildiğimizi ya da ne kadar iyi göründüğümüzü net bir ölçütle belirleyemediğimizde, bu soruların cevaplarını çevremizdekilere bakarak arıyoruz.
Ancak problem şu ki, başkalarının hayatlarının sadece görünen kısmına bakarak kendi iç dünyamızla kıyas yapıyoruz.
Kıyaslamanın Zihnimizde Yarattığı Tuzaklar
Kendimizi sürekli kıyasladığımızda, farkında olmadan birkaç psikolojik tuzağa düşebiliyoruz:
-
Gerçeklik Yanılgısı
Başkalarının hayatlarını çoğu zaman filtrelenmiş versiyonlarıyla görüyoruz. Özellikle sosyal medyada insanlar hayatlarının en iyi anlarını paylaşırken, zorluklarını gizleyebiliyor. Bir arkadaşınızın terfi ettiğini gördüğünüzde onun yaşadığı stresleri ya da başarısızlıklarını bilmiyorsunuz. Ancak zihnimiz, gördüğü her şeyi tam ve eksiksiz bir gerçeklik olarak kabul etme eğiliminde (Chou & Edge, 2012).
2. Kendi Hikayemizi Küçümsemek
Başkalarının başarılarına odaklandığımızda, kendi ilerlememizi küçümsemeye başlayabiliriz. "O benden daha başarılı", "Ben neden onun kadar iyi değilim?" gibi düşünceler özgüvenimizi zedeleyebilir. Oysa her insanın koşulları, geçmişi ve deneyimleri farklıdır.
3. Mutluluğu Dışarıda Aramak
Eğer mutluluk ölçümüz başkalarından "daha iyi olmak" ise, bu yarışın sonu yoktur. Çünkü her zaman bizden daha başarılı, daha güzel, daha yetenekli biri olacaktır. Peki, gerçekten istediğimiz şey bu mu?
Kıyaslamadan Özgürleşmek İçin Neler Yapabiliriz?
Tamamen kıyaslamadan kaçınmak belki mümkün değil, ancak onun üzerimizdeki etkisini azaltabiliriz. İşte bu konuda yardımcı olabilecek bazı bilim destekli öneriler:
-
Kendi Değerlerinizi Belirleyin
Başkalarının başarılarını temel almak yerine, kendiniz için anlamlı olan şeyleri belirleyin. Gerçekten neyi başarmak istiyorsunuz? Neyi seviyorsunuz? Başarı sizin için ne anlama geliyor? Kendi değerlerinize göre hareket ettiğinizde, başkalarının yolculukları sizi daha az etkiler (Schwartz, 2012).
2. Anda Kalmayı Pratik Edin
Zihnimiz geçmişi analiz eder ve geleceği planlar, ancak genellikle şu anı fark etmez. Oysa dikkatimizi şu ana getirdiğimizde kıyaslama yapmamız zorlaşır. Küçük ama bilinçli anlara odaklanmak, kıyaslama döngüsünden çıkmaya yardımcı olabilir (Kabat-Zinn, 1994).
3. Kendinizle Nazik Konuşun
Başkalarına gösterdiğimiz şefkati kendimize de gösterebiliyor muyuz? Kendi iç sesinizin nasıl konuştuğuna dikkat edin. Eğer sürekli "Yeterince iyi değilim" diyorsanız, bunu "Elimden geleni yapıyorum ve gelişiyorum" gibi bir ifadeyle değiştirmeyi deneyin. Araştırmalar, kendimize nazik olmanın, özgüvenimizi artırdığını ve kıyaslamanın olumsuz etkilerini azalttığını gösteriyor (Neff, 2011).
4. Kendi Hikayenizi Takdir Edin
Herkesin hayat yolu farklıdır. Kendi ilerlemenizi başkalarınınkiyle kıyaslamak yerine, nereden nereye geldiğinizi görmek için zaman ayırın. Küçük adımları ve başarıları fark etmek, tatmin duygusunu artırır.
Kendi Yolunda İlerlemek
Kıyaslama, tamamen kaçınamayacağımız bir olgu olabilir. Ancak önemli olan, bunun bizi yönlendirmesine izin vermemek. Kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslamak yerine, kendi hayatımıza, değerlerimize ve hedeflerimize odaklanabiliriz.
Unutmayın: Başkalarının hayatları size ilham verebilir, ancak yol haritanızı belirleyen sizsiniz.
Bir dahaki sefere "O benden daha iyi yapıyor" diye düşündüğünüzde, şu soruyu kendinize sorun:
Benim için gerçekten önemli olan ne?
Kaynakça
-
Chou, H. T. G., & Edge, N. (2012). “They are happier and having better lives than I am”: The impact of using Facebook on perceptions of others’ lives. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 15(2), 117-121.
-
Festinger, L. (1954). A theory of social comparison processes. Human Relations, 7(2), 117-140.
-
Gilbert, P., Price, J., & Allan, S. (1995). Social comparison, social attractiveness and evolution: How might they be related? New Ideas in Psychology, 13(2), 149-165.
-
Kabat-Zinn, J. (1994). Wherever you go, there you are: Mindfulness meditation in everyday life. Hyperion.
-
Neff, K. D. (2011). Self-compassion, self-esteem, and well-being. Social and Personality Psychology Compass, 5(1), 1-12.
-
Schwartz, S. H. (2012). An overview of the Schwartz theory of basic values. Online Readings in Psychology and Culture, 2(1), 11-19.