Beni Kimse Anlamıyor mu? İletişimde Görünmez Engeller
Hepimiz zaman zaman şu düşünceyi zihnimizden geçiririz: "Kimse beni gerçekten anlamıyor."
Bazen bir sohbetin içinde kendimizi yalnız hissederiz, bazen de en yakınlarımız bile duygularımızı tam olarak kavrayamıyormuş gibi gelir. Eğer böyle hissettiyseniz, yalnız değilsiniz. Bu, insan olmanın doğal bir parçası.
Ancak bu his nereden geliyor? Gerçekten anlaşılamıyor muyuz, yoksa bazen fark etmeden kendimizi kapatıyor muyuz? Gelin, bu durumu birlikte keşfedelim ve daha derin bağlantılar kurmanın yollarını araştıralım.
Hepimiz Kendi Dünyamızın Merkezindeyiz
Beynimiz, dünyayı kendi deneyimlerimiz ve duygularımız süzgecinden geçirerek algılar. Bu yüzden herkes kendi hikâyesinin başrolünde hisseder. Princeton Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, insanlar kendi düşüncelerinin derin ve karmaşık olduğunu düşünürken, başkalarınınkini daha yüzeysel olarak algılar (Epley & Waytz, 2010).
Başka bir deyişle, kendi duygularımızı tam anlamıyla yaşarken, başkalarının bizi anlamasını bazen olduğundan daha zor görebiliriz. Bu farkındalık bile kendimizi daha az yalnız hissetmemizi sağlayabilir.
Yanlış Anlaşılma Korkusu: Zihin Okuma Yanılgısı
Bazen bir bakıştan, bir sessizlikten ya da bir mesajın gecikmesinden, karşımızdaki kişinin bizi nasıl gördüğünü anlamaya çalışırız. Ama araştırmalar, insanların zihin okuma yeteneklerinin sandıkları kadar iyi olmadığını gösteriyor (Gilovich, Savitsky & Medvec, 1998).
Belki de karşımızdaki insan bizi yanlış anladığı için değil, biz ona kendimizi yeterince açık ifade edemediğimiz için böyle hissediyoruz. Açık iletişim, bu boşluğu doldurabilir.
İletişimde Görünmez Engeller
Söylediklerimizle, karşımızdaki kişinin anladıkları her zaman birebir örtüşmez. Journal of Experimental Social Psychology'de yayımlanan bir çalışma, iletişimde "bilişsel boşluk" denilen bir olgunun varlığını ortaya koymuştur (Keysar, 2007). Yani biz bir şeyi söylediğimizde, karşımızdaki kişinin onu bizim kastettiğimiz gibi anladığını varsayarız.
Ancak kelimeler her zaman iç dünyamızı tam olarak aktaramaz. Eğer bazen "kimse beni anlamıyor" diyorsanız, belki de anlatmak istediklerinizi farklı yollarla ifade etmeyi denemek faydalı olabilir.
Anlaşılmadığımızı Hissettiğimizde Ne Yapabiliriz?
Peki, "kimse beni anlamıyor" hissiyle nasıl başa çıkabiliriz? İşte bilim destekli bazı öneriler:
-
Kendinize Nazik Olun
Bu his sizi yalnız ve dışlanmış hissettirebilir, ancak unutmayın ki bu, herkesin zaman zaman yaşadığı bir duygu. Kendinize şefkat göstermek ve bu hissin geçici olduğunu hatırlamak, üzerinizdeki baskıyı azaltabilir.
2. Açık ve Net Konuşun
Başkalarının ne hissettiğinizi ve neye ihtiyacınız olduğunu doğrudan anlayacağını varsaymak yerine, duygularınızı açıkça ifade etmeye çalışın. Kendi iç dünyanızı paylaşmak, başkalarına sizi gerçekten anlama fırsatı tanır.
3. Gerçekten Dinleyen İnsanlarla Vakit Geçirin
Bazen bizi anlayan birini bulmak zordur. Ancak derinlemesine dinleyen ve gerçekten bağlantı kurmaya çalışan insanlarla vakit geçirmek, anlaşılma ihtiyacımızı karşılayabilir. Kimlerin sizi dinlerken gerçekten ilgilendiğini fark etmeye çalışın.
4. Başkalarını Anlamaya Daha Fazla Çaba Gösterin
İletişim tek taraflı değildir. Kendimizi anlatırken, başkalarını anlamaya da zaman ayırmak önemli. Çoğu zaman “beni anlamıyorlar” diye düşünürken, biz karşımızdakini ne kadar anlamaya çalışıyoruz? Empati, karşılıklı bir süreçtir. Başkalarını anlamaya çalıştıkça, onların da bizi daha iyi anladığını fark edebiliriz.
5. Kendinizi Daha İyi Anlamaya Çalışın
Bazen başkalarının bizi anlamasını beklerken, biz bile kendi hislerimizi ve ihtiyaçlarımızı tam olarak bilmeyebiliriz. Günlük tutmak, içsel diyaloglarımızı fark etmek ve kendimizi tanımaya yönelik adımlar atmak, bu süreçte yardımcı olabilir.
Gerçekten Anlaşılmak Mümkün mü?
Evet, ama her zaman ve herkes tarafından değil. İnsanlarla kurduğumuz bağlar, sabır ve açıklık gerektirir. Başkalarının bizi anlamasını beklemek yerine, açık bir iletişimle ve empatiyle bu süreci kolaylaştırabiliriz.
Bir dahaki sefere "kimse beni anlamıyor" diye düşündüğünüzde, şu soruyu kendinize sorun: Ben kendimi yeterince ifade ettim mi? Karşımdakini anlamak için çaba sarf ettim mi?
Bazen anlaşılmak, karşılıklı bir çaba gerektirir. Ve belki de en önemlisi, herkesin bizi tam anlamıyla anlamasını beklemek yerine, kendimizi anlamaya odaklanmak en büyük farkı yaratabilir.
Kaynakça
-
Baumeister, R. F., & Leary, M. R. (1995). The need to belong: Desire for interpersonal attachments as a fundamental human motivation. Psychological Bulletin, 117(3), 497.
-
Epley, N., & Waytz, A. (2010). Mind perception. Science, 330(6006), 604-608.
-
Gilovich, T., Savitsky, K., & Medvec, V. H. (1998). The illusion of transparency: Biased assessments of others’ ability to read one’s emotional states. Journal of Personality and Social Psychology, 75(2), 332.
-
Keysar, B. (2007). Communication and miscommunication: The role of egocentric processes. Journal of Experimental Social Psychology, 43(5), 656-663.