top of page

Duygusal Zekâ ve Kendini Anlama: Ne Hissediyorum ve Neden?

Bazen kendimizi bir duygunun ortasında buluruz ama adını koyamayız. Sıkılırız ama nedenini bilmeyiz, üzülürüz ama öfke gibi yaşarız, ya da öfkeleniriz ama aslında kırılmışızdır. Peki, bu karmaşanın içinde kendimize şunu sormayı ne kadar sık deniyoruz: “Gerçekten ne hissediyorum?”

Bu hafta, duygularımızı daha yakından tanımaya, anlamlandırmaya ve onların altında yatan ihtiyaçlara ulaşmaya çalışacağız. Çünkü iyi oluş, sadece duyguları yaşamakla değil, onları anlayabilmekle de ilgilidir.

Duygusal Zekâ Nedir ve Neden Önemlidir?

Duygusal zekâ, yalnızca başkalarının duygularını anlamak değil; aynı zamanda kendi duygularımızı fark etmek, onları düzenlemek ve uygun şekilde ifade edebilmektir (Mayer, Salovey & Caruso, 2004). Bu beceri hem ilişkilerimizde hem de kendimizle kurduğumuz bağda temel bir rol oynar. Araştırmalar, duygusal zekâsı yüksek bireylerin stresle daha sağlıklı baş ettiğini, iş yerinde daha tatmin edici ilişkiler kurduğunu ve genel yaşam memnuniyetinin daha yüksek olduğunu gösteriyor (Schutte et al., 2007).

Duyguları Tanımak: "Adını Koymak Hafifletir"

Bazen “kötü hissediyorum” demekle yetiniriz ama aslında bu kötü his; yetersizlik, hayal kırıklığı, yalnızlık ya da değersizlik gibi çok daha spesifik bir duyguya işaret ediyor olabilir. Duygulara net isimler vermek, beynin duygu düzenleme alanlarını aktive eder ve yoğun duyguların etkisini azaltır (Lieberman et al., 2007). Yani sadece “Ben şu anda hayal kırıklığı yaşıyorum” demek bile içsel bir rahatlama yaratabilir.

Ne Hissediyorum? Neye İhtiyacım Var?

Bir duygunun altında çoğu zaman karşılanmamış bir ihtiyaç yatar. Üzgün olduğunuzda belki ilgiye, öfkeli olduğunuzda sınıra, kaygılı olduğunuzda ise güven duygusuna ihtiyacınız vardır. Bu sorular kendinize şefkatli bir şekilde yaklaşmanızı sağlar:

  • “Bu duygunun bana anlatmak istediği ne?”

  • “Şu anda gerçekten neye ihtiyacım var?”

 Bu yaklaşım, duyguları bastırmak yerine onlarla iş birliği kurmayı mümkün kılar.

Duygusal Farkındalık Öğrenilebilir

İyi haber şu ki, duygusal farkındalık doğuştan gelen bir yetenek olmak zorunda değil; geliştirilebilen bir beceridir. Mindfulness temelli uygulamalar, duygu farkındalığını artırmada oldukça etkilidir (Roemer et al., 2009). Günlük hayatınızda kısa duraklamalar yaparak, bedeninizde ne hissettiğinizi fark etmeye çalışmak, duygularla olan bağınızı güçlendirebilir.

Kendinle İlişkini Derinleştir

Duygularınızı anlamak, kendinize karşı daha dürüst ve şefkatli bir ilişki kurmanın anahtarıdır. Bu sadece duygusal dayanıklılığı artırmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamda daha otantik, anlamlı kararlar almanıza yardımcı olur. Çünkü insan, ne hissettiğini bildiğinde, neye ihtiyacı olduğunu da daha net görebilir.

Peki Ya Sen?

Sen en çok hangi duygunu adlandırmakta zorlanıyorsun? Bazen öfke, kırgınlığın maskesi olabilir mi? Ya da huzursuzluk, belirsiz bir korkunun dışavurumu? Deneyimlerini sosyal medya platformlarımızda paylaş, belki de senin fark ettiğin bir duygu, başka birine de aynalık eder.

Kaynakça

  • Mayer, J. D., Salovey, P., & Caruso, D. R. (2004). Emotional Intelligence: Theory, Findings, and Implications. Psychological Inquiry, 15(3), 197–215.

  • Schutte, N. S., Malouff, J. M., Thorsteinsson, E. B., Bhullar, N., & Rooke, S. E. (2007). A meta-analytic investigation of the relationship between emotional intelligence and health. Personality and Individual Differences, 42(6), 921-933.

  • Lieberman, M. D., Eisenberger, N. I., Crockett, M. J., Tom, S. M., Pfeifer, J. H., & Way, B. M. (2007). Putting feelings into words: affect labeling disrupts amygdala activity in response to affective stimuli. Psychological Science, 18(5), 421-428.

  • Roemer, L., Williston, S. K., & Rollins, L. G. (2009). Mindfulness and emotion regulation. Current Opinion in Psychology, 3, 52–57.

bottom of page